22 Şubat 2011 Salı

Devrim Yapanındır



Tüm Dünya’yı büyüleyen, kendilerine hayran bırakan İspanyol Sporcuların ortak özelliği, hepsi 1980 li yıllarda dünyaya gelmiş olmaları.Peki hemen hemen her spor dalında bu altın jenerasyonları yakalamak şans mı?? Cevabi kesinlikle hayır.

1970 lerin ortasına kadar Askeri Dikta ile yönetilen İspanya, 70 lerin ikinci yarısından itibaren kabuk değiştirmeye başladı.İlk olarak AET’ye üyelik süreci tamamlandı ve hızlı bir şekilde sosyal adalet, gelir dağılımı, sağlık, spor gibi alanlarda devrimler birbirini izledi. Özellikle turizm İspanyolların gelir düzeyinin artması ve ülkenin sosyal olarak gelişimini hızlandırmasında çok önemli bir rol oynamıştır.
Ve 80 lerin başından itibaren bölge veya farklı etnik köken gözetmeden spora inanılmaz bir yatırım yapmışlar ve Ekim 1986 yılında, altın çocukların doğmasında dönüm noktası olacak olan 1992 Barselona Olimpiyatlarını kazanmışlardır.



Bu Olimpiyatları kazanmak için spora yaptıkları yatırımların ne kadar doğru planlandığını ve hayata geçirildiğini bugün çok daha net bir şekilde görüyoruz.
Olimpiyatı kazanan bir ülkede daha Olimpiyatı kazanmadan, şehircilik, altyapı, tesis gibi başlıkları konuşmadan önce o ülkeye spor kültürünü yerleştirmeniz gerekmektedir.



Olimpiyatı düzenleyen şehirler veya ülkeler için oyunlar; sadece 15 gün süreyle sportif müsabakaların yapıldığı, gelir elde edilen etkinlikler olarak değil, o ülkenin ve insanının sosyal ve kültürel değişimini başlatan, geliştiren veya tamamlanmasını sağlayan ömür boyu süren bir süreç olarak görmek gerekir.

Olimpiyatları düzenleyen şehirler Olimpik City olarak tarihe geçerler ve ömür boyu bu sorumluluğu taşırlar.Bugün Olimpiyatların yapıldığı şehirlere baktığınızda, çok bilinen başkentler ve büyük şehirler dışında (Pekin, Moskova, LA, Atina…) hemen hepsi Olimpiyat Oyunları ile gelişmiş, tanınmış ve marka olmuştur.
Olimpiyat Komitesi, seçimini yaparken bu ruhu yaşatabilecek düzeyde bigiye, birikime, eğitime sahip olma kriterini ilk planda tutmaktadır.



İspanyaya dönecek olursak, o yıllarda sporda düşük profilli bir ülke olan İspanya, Olimpiyat kazanmak için hızlı bir tesisleşmeye başladı.
Olimpiyat Oyunları için Barselona seçimi, Bölgesel kalkınmanın en önemli örneğidir.70 lerin sonuna kadar bakımsız, eski ve harabe görünümündeki Barselona’nin, ilk olarak tarihi dokusu yapılan iyileştirme çalışmalarıyla yeniden düzenlendi.Gaudi, Picasso, Sagra Familia gibi Barselona’ya özgü değerler ön plana çıkartıldı, Plaza de Catalunya ve onu takip eden meşhur Las Ramblas Caddesi tamamen yenilendi, marina yapıldı.
Bu yatırımlardan sonra İspanyollar Olimpiyat Köyünü neredeyse şehrin merkezine inşa ettiler. Sonuç olarak Barselona bambaşka bir çehreye büründü ve yapılan tüm yatırımlar buradan başlayarak tüm İspanyaya yayıldı.



Spor Okulları açtılar, sponsorlukları ahlaklı ve etkin bir şekilde kullandılar, sporu halkın içine soktular, tesisleri uzaklara, şehir dışına değil şehirlerin tam ortasına inşa ettiler ve spor kültürünü, spora dahil olmayı insanlara bir hizmet olarak götürdüler, sonunda 80 li yılların başından itibaren başlayan, 92 Olimpiytları ile zirve yapan bu çalışmalar, muhteşem jenerasyonlarla meyvelerini 2000 li yılların başından itibaren vermeye başladı.




Bugün Dünya Şampiyonu Basketbol Takımı Oyuncuları; Poul Gasol (1980), Juan Carlos Navarro (1980), Rudy Fernandes (1985), Claver Arocas (1988), Fransa Turu’nu son 5 senede 3 defa kazanan ünlü Bisikletçi Alberto Contodor (1982) Son Yıllara damgalarını vuran ve sürekli olarak Davis Cup’ı kazanan tenisçiler; David Ferrer (1982), Rafael Nadal (1986), Garrigues (1982), Juan Carlos Donat (1980), Formula 1 Şampiyon Pilotu Fernando Alonso (1981), Dünya ve Avrupa Şampiyonu Yüzücüler; Rafael Munoz (1988), Belmonte Garcia (1989), Avrupa ve Dünya Şampiyonu Futbol takımının neredeyse tüm oyuncuları (Burada Barselona modelinin dikkatin çekmek istiyorum, bu model Olimpiyat yapılanmasından farklı olarak Joan Cruyff ile çok daha önce başlamıştır) ve daha ismini sayamadığımız pek çok İspanyol sporcunun ortak özelliği, İspanya’nın yaptığı Spor Devrimi yıllarında doğarak, altyapıdan itibaren bu kültürle büyümüş olmalarıdır.
Bu devrimin çocukları çocukları bugün dünyayı büyülemekte ve Dünya’nın her köşesindeki gençlere, rol model olmaktadırlar.



Not: İkinci Resim Barselona'nın Montjuic tepesinde bulunan Olimpiyat Köyü'nün içerisindeki Olimpiyat Stadı.Dışardan görünüşü, stadın ötesinde bir Katedral veya Sarayı andırıyor.
Üçüncü resim, gene köyün içerisindeki panaromik Barselona manzaralı Olimpik Yüzme Havuzu, Kylie Minogue'nin Slow adlı klibini çektiği havuz.
Son Resim ise Dahi Mimar Gaudi'nin Barselona'daki eserlerinden bir tanesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder