19 Ekim 2011 Çarşamba

Bölünmüyorsak bir sebebi var....





Ağıt da, gözyaşı da, zılgıt da bu toprakların yazgısıdır. Bu toprakların öksüz ritüelidir öğlen tabut taşıyan omuzların, akşam askeri taşıyarak uğurlaması.

Cehaletin, yoksulluğun, seviye farkının, nefretin hepsinin bir anda bittiği, lirik zaman dilimleri sadece bu topraklara özgüdür.

Bugün yozlaşma almış başını yürümüş, sosyal adalet sistemi çökmüşken, evine fazladan götüreceği 5 Lira bile değerliyken, arabasının arkasına bunu yazarak, gereğini yapan ve ‘’neden’’ diye sorulduğunda ‘’Vatan Sevgisi’’ diyen gururlu insanlar bu topraklarda yaşıyorsa,

Gezegen üzerinde bu toprakları bölebilecek bir güç varolamaz….

7 Ekim 2011 Cuma

Dünyayı değiştiren anlar IV; Munich




Dünyayı değiştiren anlar serisini yazarken, yaşandığı anda tarihin akışının değişeceğinin farkında olmadığımız olayları seçiyorum. Bunun dışında 2. Dünya Savaşı, Duvarın yıkılması, Ayda ilk adım gibi olaylar zaten çok net bir biçimde, o an bile tarihin değiştiğini ve bizim ona tanıklık ettiğimizi anlatıyor.
Mesela 9.11 ‘in dünyayı bu kadar değiştireceğini ve bu coğrafyada yaşayan biz Türklerin hayatlarının bu kadar etkileyeceğini o uçaklar Dünya Ticaret Merkezine vurduğu anda bilebilir miydik??
İşte bu olay da yaşandığı sırada, etkisinin yıllar boyu sürecek ve tüm dünyayı değiştirecek bir olay olduğunun farkında değildi. İlk başta sadece bir terör eylemi gibi algılanan olayın, beklide 9.11 ile sonlanacak bir oyunun ilk sahnesi olduğunu kimse bilmiyordu.
Tarih 5 Eylül 1972, 1967 yılındaki 6 gün savaşlarının üzerinden 5 yıl geçmiş ve İsrail Orta Doğu’da Filistin’i tamamen kuşatmış durumda. FKÖ ‘nün bir çok üyesi hapishanelerde ve Soğuk Savaş’ın içinde Ortadoğu tamamen bir cadı kazanı. Filistinli Kara Eylül Örgütüne bağlı 6 terörist Münih Olimpiyat Köyü’ne giriyorlar ve İsrail kafilesinin kaldığı kampta 12 İsrailli Sporcuyu ve Yöneticiyi esir alıyorlar ve 2 tanesini o anda öldürüyorlar. Pazarlıklar başlıyor, Almanya pazarlıklara hiç karışmıyor, tüm Pazarlıklar İsrail’den gelen Mossad yetkilileri tarafından yapılıyor. Teröristler İsrail Hapishanelerinde tutuklu bulunan 234 Filistin Örgüt Üyesinin serbest bırakılmasını istiyorlar. Pazarlıklar devam ederken, Münih’den ayrılarak Mısır’a gitmeyi talep ediyorlar, Askeri havaalanına helikopterlerle getirilen terörist ve rehineler, Alana iniyorlar. Kendileri için hazırlanmış içi boş olan uçağa 2 terörist bakmak için gidiyor, uçağın tamamen boş olduğunu gören teröristler diğer teröristlerin ve rehinelerin bulunduğu helikopterlere koşmaya başlıyorlar, işte tam bu sırada pistim tüm ışıkları yanıyor ve operasyon başlıyor. Alman nişancılar teröristlere ateş açıyorlar, tuzağa düştüklerini anlayan teröristler, helikopterin birini havaya uçuruyor, diğerindeki tüm İsraillileri tarıyorlar, 5 terörist ve tüm İsrailliler ölüyor, diğer 3 terörist ise canlı olarak ele geçiriliyor.
2. Dünya Savaşından sonra değişen Dünya içerisinde, 1967 yılındaki 6 gün savaşları ilk büyük çatışmadır ve Filistin ile birlikte Arap Ülkelerinin İsrail’e cihad ilan etmeleri bu savaşlarla başlamıştır. 1972’de Münih’de terör Dünyaya şu mesajı vermiştir; ‘’artık her yerdeyim’’
Soğuk Savaşın beklide temelini hazırladığı bir ortam ile terör gün geçtikçe artacak, uçak kaçırmalar, intihar saldırıları, dünyayı dehşet altına alacaktır. Dünyanın dört bir köşesinde terörist yetiştiren kamplar kurulacak ve buralardan yetişen teröristler, tüm dünyaya ölüm saçacaktır. Amerika tavrını net bir şekilde İsrail’den yana koyduktan sonra da Dünya’nın her yerindeki Amerikan Üstleri, Elçilikleri ve vatandaşları hedef haline gelecektir. Terörün ulaştığı en son nokta ise 9.11 olacaktır. Milyonlarca masum insanın hayatı değişecek, devletler bununla mücadele etmek için milyarlarca dolar para harcayacak ve belki de Soğuk Savaş sonrası ortaya çıkan bu büyük tehlike şu an bile devam eden gizli bir dünya savaşını başlatacaktır. Münih sadece basit bir terör eyleminin ötesinde, dünyada yaşam biçimini, güvenlik algısını ve özgürlükleri değiştiren bir trajedidir.
Olayın hazırlanışı, teröristlerin köye girişleri silah buluşları, kurtarma operasyonu ile ilgili şüpheler hiçbir zaman bitmedi. Komple teorisyenleri 2022 de açıklanacak olan gerçeklerle ilgili senaryoları hala üretiyorlar. Mossad pazarlıklar sırasında var mıydı yok muydu?? Operasyonda neden terör ekipleri yerine sıradan sokak devriye polisleri kullanıldı?? Terörist sayısı saptandığı halde neden nişancılara bildirilmedi?? Havaalanına inen helikopterler neden yanlış yere indi ve pilotlara ne oldu?? Hepsi hala cevap aranan sorular.
2005 yılı yapımı olan Spielberg’in Münih filimi gerçek hayattan kurgudur ancak terör uzmanları, İsrail timleri tarafından öldürülen Filistinlilerin Munih saldırısını organize eden kişiler olmadığını esas sorumlularının Lübnan, Mısır gibi ülkelerde korumalar ile yaşadıklarını idda ederler. Saldırının organizasyonunu yapan ve İsrail tarafından 70 li ve 80 li yıllarda tüm dünyada aranan, Abu Daoud’un ise 1996 yılında İsrail’in bilgisi dahilinde, İsrail’e gelerek işgal altındaki Filistin topraklarına gitmesi ve tekrar geri çıkması ise komplo teorisyenlerini düşündüren bir başka olaydır.
Münih filminin son sahnesinde ise, ölüm timinin başındaki , Filistin Örgütü’nün ölüm listesinde bulunan Mossad ajanı Avner Amerikaya yerleşir ve kendisini takip eden Mossad ajanları ile bir görüşme yapar, film ikiz kulelerin nostaljik görüntüsüyle biter. Verilmek istenen mesaj ise çok açıktır.