17 Kasım 2011 Perşembe

Terzi Fikri




Bir zamanlar tüm duvarlarda "Güneş Fatsa'dan doğacak" yazarmış...

Fikri Sönmez, namı diğer Terzi Fikri 1979 yılında tüm engellemelere rağmen Fatsa ilçesi bağımsız belediye başkan adayı olur ve seçimi kazanır (CHP'nin 1150, AP'nin 850 oyuna karşı 3096 oyla). Seçildikten sonra halk komiteleri oluşturur. İki ayda bir yapılan halk toplantıları ile de halkın belediye yönetimine katkıda bulunmasına çalışılır. Bu komitelerin üyeleri toplantılarda belediye çalışmalarını denetler, görüş ve fikirlerini rahatça söylerlerdi.
Komiteler sadece belediye ile sınırlı kalmayıp ; kumar, içki, evde şiddet gören kadınlar gibi toplumsal konularla da ilgilenirlerdi. Terzi Fikri belediyecilik demokrasinin bir sonucu değildir, demokrasi belediyelerde başlar fikri ile insanlara sahip çıktı. İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de yağı, tüpü, şekeri, unu karaborsadan satıp, birileri zenginliğine zenginlik satarken, Fatsa'da her şey vardı. Çünkü Terzi Fikri ve O'nun ideali paraya değil, insana değer veriyordu. O yüzden izin vermediler, karaborsacıya, faizciye. Bütün bu faliyetlerin ardından Fatsa Halk Şenliği düzenlenir, insanlar gönlünce eğlenirdi 12 Eylül faşizminin adım adım geldiği günlerde. İlçe kısa bir süre içinde Sosyalist Solun simgesi olurken sağcı basının ve politikacıların hedefi haline geldi.
11 Temmuz 1980'de ilçeye bir nokta operasyonu düzenlenir. Aynı gün gözaltına alınan Terzi fikri kaburgaları kırılana kadar işkenceden geçirilir. 4 Mayıs 1985 günü ise bir kalp krizi sonucu hapiste yaşamını yitirir. Böylece Türkiye çok benzerlik taşımada kısa bir dönem Paris Komünü benzeri Sosyalist Yerel Yönetim deneyimi yaşamıştır.
Kendisine vatan haini diyenlere şöyle yanıt vermiş Terzi Fikri "beton duvarlara, demir parmaklıklara mecbur edildiğim için hiç ama hiç üzüntü duymuyorum. Vatansever olduğumu bugün söylediğim gibi, yirmibeş seneden bu yana her yerde söyledim. Bunun için kavgalara girdim. İşkence gördüm, zindanlara atıldım. Eğer bir ülkede vatan, İsviçre bankalarında gizli hesap defterleri ve Amerikan doları olarak görülüyor ve bu insanlar da yönetimi ellerinde bulunduruyorlarsa vatan için darağaçlarını omuzlayanları elbette vatan haini ilan edeceklerdir."

Onu aşağılamak için kullandıkları Terzi sıfatını inadına taşımış, hiç yüksünmeden, gurur duyarak. Demiş ki "ben otuz yıla yakın geçimimi terzilik mesleğimle sağlamaktayım. Bana terzi olarak hitap edilmesi beni küçültmez, aksine yüceltir."

Son söz Can Baba'nın olsun artık..

"Her seçim döneminde
Göğünü yitirmiş bir ay gibi
Karadenize düşerim
Ilık bir düş vaktine dönüşür Fatsa
Gözlerimin tuzu Karadenize
Karadeniz gözlerime dolar
Agzım dilim dudaklarım arar
Ben Fikri yi ararım..."




http://happybluemondays.blogspot.com/ dan alıntıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder