30 Eylül 2011 Cuma

Dali Atomicus


Popüler Kültür İkonları ve vintage ile kafayı bozmuş biri olarak filmi başa sardığımda, kendimi 50 ve 60lı yıllarda buluyorum. Sanayi devrimi tamamlanmış, sınırlar ayrılmış ve insanoğlu 2 dünya savaşı ile çektiği acıları, travmaları bilinçaltına iterek kabuk değiştirmeye, üretmeye ve yepyeni bir yaşam tarzı yaratmaya başlamıştır. Bugün Popüler Kültürün ikonu haline gelmiş bir çok kişi, kurum veya sembol de işte bu yıllarda ortaya çıkmıştır.

Geniş anlamda Popüler Kültür, kitle kültürü içerisinde, ticari amaçların gerçekleşmesiyle ilgili olarak üretilen, popülerleştirilen ve dinamik bir görünüm verilen bir kültürdür. Bugünün rekabetçi serbest piyasa şartlarında, günlük yaşamımızın içinde kullandığımız, gördüğümüz, seyrettiğimiz her şey, popüler kültürün bir parçasıdır. Dünya üzerinde bugünden 50 – 60 yıl önceye gittiğimizde de insanoğlunun günlük kültürel alışkanlıkları vardı fakat muhafazakar ve içe dönük yaşanan hayatlar, iletişim zorluğu, çekilen acılar bu dışavurumu bastırıyordu. İşte tam bu yıllarda ortaya çıkan ve insanlara para kazanma, din, zorunlu sosyal statü gibi kavramların yanında analitik düşünme, yeni boyutları fark etme, özgür birey olmak gibi referanslar ekleyen değişim, bize bugünkü popüler kültürün ilk kahramanlarını vermiştir.

Yukarıdaki resim de tam bu kahramanlardan birisine aittir. Phillipe Halsman; 2. Dünya savaşı sırasında Nazi zulmünden Amerika’ya kaçan Yahudi kökenli bir Rus Fotoğrafçı. Kendi buluşu olan Jumpology tekniği ile insanların zıpladıkları sırada resmini çekiyordu ve manifestosunda; ‘’ Protonlar ile nötronların itme gücü sayesinde her şeyin bir "asılı kalma" durumu vardır. Poz vermek yerine kişiler fotoğraf çekildiği sırada zıplarlar ve havada dengesiz yakalanırlar, işte o an bütün maskeler düşer ve kişiliklerinin özellikleri ortaya çıkar’’ der.

Resimdeki foto ise 1948 yılında NY’daki stüdyosunda çekilmiştir. Fotoğrafta bir başka Popüler Kültür ilahı Salvador Dali henüz tamamlamadığı ünlü tablosu Leda Atomica’nın önünde zıplamıştır. Halsman’nın asistanları kedileri havaya atmış su dökmüş ve sandalyeyi sabit bir şekilde yukarıda tutmuşlardır. Bu pozu yakalamak için ekip 28 deneme yapmıştır. Resimde 3 kademeden oluşan Jumpology tekniği net bir lekilde görüşmektedir. Cisimlerin asılı kalması sıra dışı teknik kuralını, kedileri havaya atarak ıslatmak sıra dışı özellik ekleme özelliğini ve yerçekiminden vazgeçme ise sabit bir özelliği dışarıda bırakmayı göstermekte ve böylece üçleme tamamlanarak teknik uygulamaktadır.

Fotoğrafın tekniği ile alakalı olarak detayda bir çok eleştiri yapılabilir fakat bütün değişkenleri dışarıda bırakın ve resime dikkatli bakın. Yıl 1948 Dünya Savaştan yeni çıkmış ve tarihin en büyük travması yaşanıyor, ilham alınacak veya etkilenilecek tek bir kaynak yok, Guarnica veya Helenizm gibi bir sebep sonuç ilişkisi yok, tek motivasyonları kendi dehaları, 2 adam 65 sene önce bir stüdyoya giriyorlar, saatlerce çalışıyorlar ve bu fotoğraf ortaya çıkıyor. Eminim o günün şartlarında çok büyük eleştiriler almışlardır, bugüne bile fazla olan bu fotoğrafı beğenmiyebilirsiniz ama herkes kabul etmeledir ki, 1948 yılından bakıldığında bu fotoğraf değişimin habercisidir ve hiçbir şey eskisi gibi olamayacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder